Çocuklarda ve Yetişkinlerde Gece Terörü İçin Çözüm Yöntemleri - Günde 3 Bilgi

Günde 3 Bilgi Size Çok Şey Katar

Son Yazılar

12 Kasım 2025 Çarşamba

Çocuklarda ve Yetişkinlerde Gece Terörü İçin Çözüm Yöntemleri

Gece terörü denen ve çocukluk yaşlarında ortaya çıkan bu durumdan biz de çok etkilenmiştik. Oğlum her zaman olmasa da özellikle çok yorgun olduğu zamanlarda, yüzme, spor vs. gibi yataktan bağırarak ve bilinçsiz bir şekilde uyanmaya çalışıyordu. Uzun zaman bunun ıstırabını ailecek yaşadık. Bununla ilgili olarak uzunca süre yaptığımız araştırmalarda (Hem üyesi olduğum Ruhsal araştırmalar derneği ve oraya gelen danışanların hikayeleri ile hem de çevremizde bu durumu yaşayan kişilerin deneyimleri ile..) bazı tespitler edindik.


Gece Terörü İçin Çözüm Yöntemleri


 Öncelikle gece terörü uykunun en derin zamanında yani Rem uykusunda ortaya çıkıyor. Bu aynı zamanda şuuraltının aktif olarak beden üzerinde etkin olduğu an. Yani kişinin günlük bilincinin en etkisiz olduğu zaman aralığı. En derin korkuların, acı hatıraların, travmaların bilinç seviyesine çıktığı an oluyor. 

Gece terörü yaşayan çocuklarda, gençlerde olan durum; Genellikle sürekli korktuğu varlık, imaj, ses, görüntü vs. her neyse onunla bağlantılı oluyor. Yani her yaşanan gece teröründe başka bir şey devreye girmiyor. Sürekli olarak korktuğu her neyse derin uyku sırasında bilinç seviyesine o çıkıyor. Bu şeyler derin şuuraltıda kayıtlı olduğu için o anda aktif oluyor. (Bunun tam tersi durumlar yok mu? Var elbette... Mesela çok sevdiğimiz bir sahneyi, kişileri vb. görmek gibi... Sürekli aynı rüyaları görmek gibi...)

 Yüzeysel terapiler, ikna yöntemleri burada işe yaramıyor. Çünkü bu terapiler çok çok yüzeysel kalıyor. Çocuk bir filmden, oyundan ya da gördüğü şeylerden, arkadaşlarının anlattığı hikayelerden, evde oyun oynarken arka planda televizyonda bahsedilen bir cinayetten ve o cinayetin katilinden vs. gibi şeylerden bilinç dışı olarak korkar. Aslında o anda o şeyler bilinç altına kayıt olur. Çocuklarda bilinçaltı kayıtları yetişkinlere göre çok daha korunaksız, çok az süzgeçten geçerek kaydolur. Çünkü savunma mekanizmaları henüz gelişmemiştir. Olduğu gibi kaydolur.

Özellikle 0-8 yaş… Bu dönem çok ama çok önemlidir. Yani henüz öz sevgi, öz bilinç, öz saygı gibi kişilik özelliklerin çok az geliştiği dönemdir. Bu dönem aralığında korkunun da sevginin de, öfkenin de en yoğun hallerini yaşar çocuklar. Bunlar zaten bilinen konular..

Gelelim İşin Mekanizmasına;

Çocuk ya da kişi işte tam o anda yani derin uyku sırasında, bilinçaltının en derin kayıtlarının ortaya çıktığı anda karşı karşıya kalıyor korktuğu her ne ise… ve onunla savaşamıyorsa kaçmaya çalışıyor çocuk. Ama kaçamıyor. Sorun burada… Sıkışıp kalıyor ve o korktuğu şeyle sürekli şekilde yüzleşiyor. Gece terörü işte tam da bu. Kaçmaya çalışması durumu. Kaçmak bir şekilde onu koruyor. Ama kaçamazsa asıl sorun ortaya çıkıyor. Bu durumda devreye çocuğun/kişinin koruma sistemi giriyor ve onu ani bir şekilde uyandırıyor.  Bakın bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar ne diyor..

Gece terörü, derin non-REM uykusundan (N3 evresi) ani ve kısmi bir uyanma olarak tanımlanır. Beynin "uyanıklık" merkezleri aktive olurken, "bilinç" merkezleri hala uykudadır. Bu karmaşık durum şu sonuçları doğurur:

  • Otonom Sinir Sisteminde Aşırı Aktivasyon: Vücudun "savaş ya da kaç" (fight or flight) mekanizması tetiklenir.
  • Stres Hormonlarında Artış: Bu tetiklenme sonucu böbreküstü bezlerinden adrenalin ve noradrenalin gibi hormonlar kana salınır.
  • Fiziksel Belirtiler: İşte bu hormonların yüksek seviyeleri, çocuğunuzda gözlemlediğiniz;

    • Hızlı kalp atışı (taşikardi)
    • Hızlı nefes alıp verme
    • Terleme
    • Göz bebeklerinin büyümesi
    • Yoğun korku ifadesi

Çünkü bedenimiz canlı kalmalı. Herhangi bir dış faktör olmasa bile içten gelen bu çok güçlü etki insanı son derece. Yani anne ve babalar ve bunu ileri yaşlarda yaşayan kişiler öncelikle şuuraltına kaydolmuş bu korkularını bulmaları gerekiyor. İyi bir psikiyatrist ya da psikolog bunu bir şekilde bulur. Çocuğu derin hipnoza alır (ki en kolay çocuklar girer), o korkusunu tekrar yaşatır ve neyden korktuğunu bulurlar. (Fizyolojik ve genetik faktörleri bu duruma dahil etmiyorum. Şayet çocukta ya da bunu yaşayan yetişkinlerde fizyolojik veya genetik bazı arazlar varsa işin rengi değişiyor çünkü.)



Gece Terörü İçin Çözüm Yöntemleri

Aklı ermeyen (Toplumca çok iyi bir şekilde ifade ettiğimiz bir deyimdir) çocuklar için ;

DEV OLMA OYUNU”

Bir çocuğa onun korkmamasını en güzel şekilde oyun ile öğretebilirsiniz. Yani onu karşınıza alıp sen bir daha korkma tamam mı? Demeniz işe yaramaz. O oyundan ve duygulardan anlar. Burada şu mantıktan ilerleyeceksiniz. “Benzer benzeri iyileştirir’’(Hipokrat döneminde tanımlanmış olan, prensibi.” Aslında bu bir yasadır. Benzer benzeri çeker yasası)

Çocuğunuzun şuuraltına yani bilinçaltına bu bilgiyi vermeniz gerekir.  Rüyalarında, uykusunda korktuğu bir şeyle karşılaştığında hızlıca o korktuğu şeyden çok daha büyük ve devasa bir şeye dönüşebileceğini ona öğretmeniz gerekir. Uykusunda bunu yapabilir. Gerçek hayatta yapamaz ama bilinçaltı devredeyken yapabilir.  (Aslında gerçek hayatta da uygulama metotları var. Çok da işe yarar. Bu işin başkaca bir boyutu ama sırası değil.) Ona korktuğunda dev olmasını oyun ile öğretebilirsiniz. Anne ya da babası ile bu oyunu çok eğlenceli bir şekilde oynar. Mesela baba korkunç bir canavara dönüşür. Kıyafetler, karanlık ortam, yüzünü kapatma vs. Çocuk babasını gördüğünde hem korkar hem de zarar gelmeyeceğini bilir. Ama oyundur bu en nihayetinde. Hemen “ Ben Dev oldum !” der.. Baba da o anda küçülüp yere kapanır. Anne çocuğu alıp dev gibi yapar ve ayakları altında o canavarı ezer. Baba da çocuğun ayakları altında ezilir ve korkar. (Babaların hep canavar olması elzemdir zaten...:)). Bu oyun çok basit gibi gelebilir ama çocuk açısında öyle değildir. Başta anne ile dev olur. Sonra kendi başına. Daha sonra baba da saklanır, ortam yine karanlık yapılır. Baba yani canavar aniden çıkar ve çocukta ben dev oldum refleksi geliştirilir. Dev olması yetmez. Canavarı ezmesi gerekir burada. Mutlaka o canavar ezilecek. Ya da kaçacak.

 Bir süre bu oyunu oynayın. Çocukta ilerleme kaydettiğinizde bu kez merhamet duygusunun gelişimi için oyunu çeşitlendirmeniz gerekir. Başta korkusu ile yüzleşmeyi, onunla baş etmeyi öğrenen çocuğun asıl gücü canavarı ezmesi değil, ona merhamet etmesi ile kazanacaktır. Baba ezildiğinde anne müdahale eder ve canavara acımasını, onu affetmesini telkin eder. Çocuk bu kez ona merhamet ederek farklı bir hissiyatı da deneyimlemiş olur. Canavar da ona sevimli davranır. Böylece dev olma oyununda gücün ( Kaba güç ve merhametin dayanılmaz gücü) tam olarak çocukta olduğunun bilgisi şuuraltına ekilmiş olur.  Refleks olarak ben dev oldum demesi çok önemli unutmayın. Aniden…Bu oyunu sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Ama ve temel ilkeler belli. İsterseniz çocuğunuzu gözlerini bir bez ile bağlayıp ebelemece oynar gibi, canavarın sesini duymasını, ona doğru geldiği hissiyatını vermelisiniz. Çocuk burada bağırarak ve koşarak tepki verebilir. Ama bunu yaparken de ben dev oldum… ben dev oldum deyip durması lazım ve duyduğu sese doğru dönmesi gerekiyor...( Yüzleşme için..) Baba yani canavar da en nihayetinde durmalı.. Bu arada her evde baba yok malum… Bu kez o görevi anne veya başka biri yapmalı..

***Gece Terörü yaşayan çocuklarda bu oyunun ilk başlarda işe yaraması zordur. Ama şuur altının zamana bağlı olarak çalıştığını unutmayın***

 

Bu oyuna ilave olarak çocuğunuz uykuya ilk geçtiği anlarda yani tam derinleşmeden onun kulağına eğilip ona telkin vermelisiniz. Burası da çok önemlidir. Telkin sözcükleri son derece basit ve mantık dışı olmamalıdır. Burada çocuğunuza sürekli söylediğiniz sevgi sözcükleri ile telkine başlamanız ve yine sizden duyduğu ve kulağının aşina olduğu sözler ile bitirmelisiniz. Düşük bir ses tonu ile. Onun duyabileceği şekilde ve son derece nazik olarak. ( Yani bunu size nasıl anlatırım bilmiyorum ama bir kedi ya da köpek ya da çocuğunuzu severken çıkardığınız o garip sesler arada olmamalı. Oyyy, uyyy vs. gibi ve annem, anneciğim, babacığım vs. gibi son derece saçma ve çocuğun şuur altına gereksiz yük olan bu sözler de olmamalı)

·         Oğlum/Kızım seni çok seviyoruz/seviyorum (Bu bile önemlidir. Şayet çocuğunuzu tek kişi olarak büyütüyorsanız ve sürekli bu şekilde hitap ediyorsanız bu şekilde olmalı)

·         Sen bizim için çok değerlisin.

(Aralarda bekleyin…3-5 saniye… sakince..)

·         Bazen seni korkutan şeyler olduğunu biliyorum. Ben de.. baban da.. bunu biliyoruz. Hatta biliyor musun biz de senin gibi bazen korkuyoruz. Bu çok normal oğlum/kızım.  ..

·         Şunu çok iyi anlamanı istiyorum. Sen istemediğin zaman asla ama asla hiçbir şey sana zarar veremez. Uykunda, uyduğunda seni korkutan şeylerle karşılaşırsan bunu asla unutma.. Onlar sana asla zarar veremez. ( Onlar gerçek değil vs. gibi şeyler söylemeyin!!!)  

·         Biz hep senin yanındayız OĞLUM/KIZIM…

·         Onlar karşına çıktığında hemen “Dev Olabilir ve onları/onu ezebilirsin.

·         Biz hep seninleyiz. Burada yatağında olsan da biz senin çok yakınındayız. Hemen şuradayız. Seslenmen yeter.

·         Sen çok güçlü bir çocuksun.

·         Ailen seni çok seviyor yavrum. ( Bu arada çocuğunuzun başını, yüzünü hafif hafif okşayabilirsiniz.

 

Bu şekilde ona sevgi ve cesaret temelli telkinler vermelisiniz. Anne ve babaların ama özellikle annelerin çocukları ile olan bağı çok özeldir. Annenin telkinleri sevgi bakımından, babanın telkinleri cesaret bakımında çok etkilidir. (Yani anne sağ beyin, baba sol beyin)

 

En nihayetinde yazı çok uzadı ve bazı yerler daha çok açılmaya muhtaç ama bu bile yeterlidir. Ezcümle birkaç boyuttan işi ele almalısınız.

 

  •          Gördüğü şeylerden korkuyorsa daha çok görsel.
  •          Duyduğu şeylerden korkuyorsa daha çok işitsel…
  •          Her ikisi de varsa ikisi üzerine eğilmelisiniz.

Mesela çocuğunuzda görme problemi başladıysa aslında görmek istemediği şeyler olduğu ilk aklınıza gelmeli. Ya da kulak problemi.

 

Dev Olma Oyunu, uyku telkini ve günlük rutinde izlediği, seyrettiği şeylere çok dikkat etmek…

 Günümüzde telefon ve tabletle sürekli oynayan çocukların aslında bilinçaltına hiç durmadan veri gönderdiğini de göz ardı etmeyin. Siz haberleri izlerken arka planda bir sürü gereksiz bilgi de bilinçaltına ekiliyor. Lütfen çocuğunuzun yanında daha az tv izleyin. Daha az ego çatışması izlettirin. Ev içi hengamelerin, ev içinde yaşanan gerilimlerin gösterisinin de çocuğun bilinçaltı yansımalarında izleyeceğinizi de lütfen unutmayın.  Buraya kadar okuyabilenler için umarım faydalı olur.

Turgut Yurtseven. Kasım 2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Free Coloring Book

Sayfalar