Gece terörü denen ve çocukluk yaşlarında ortaya çıkan bu durumdan biz de çok etkilenmiştik. Oğlum her zaman olmasa da özellikle çok yorgun olduğu zamanlarda, yüzme, spor vs. gibi yataktan bağırarak ve bilinçsiz bir şekilde uyanmaya çalışıyordu. Uzun zaman bunun ıstırabını ailecek yaşadık. Bununla ilgili olarak uzunca süre yaptığımız araştırmalarda (Hem üyesi olduğum Ruhsal araştırmalar derneği ve oraya gelen danışanların hikayeleri ile hem de çevremizde bu durumu yaşayan kişilerin deneyimleri ile..) bazı tespitler edindik.
![]() |
| Gece Terörü İçin Çözüm Yöntemleri |
Öncelikle gece terörü uykunun en derin zamanında yani Rem uykusunda ortaya çıkıyor. Bu aynı zamanda şuuraltının aktif olarak beden üzerinde etkin olduğu an. Yani kişinin günlük bilincinin en etkisiz olduğu zaman aralığı. En derin korkuların, acı hatıraların, travmaların bilinç seviyesine çıktığı an oluyor.
Gece terörü yaşayan çocuklarda, gençlerde olan durum; Genellikle sürekli korktuğu varlık, imaj, ses, görüntü vs. her neyse onunla bağlantılı oluyor. Yani her yaşanan gece teröründe başka bir şey devreye girmiyor. Sürekli olarak korktuğu her neyse derin uyku sırasında bilinç seviyesine o çıkıyor. Bu şeyler derin şuuraltıda kayıtlı olduğu için o anda aktif oluyor. (Bunun tam tersi durumlar yok mu? Var elbette... Mesela çok sevdiğimiz bir sahneyi, kişileri vb. görmek gibi... Sürekli aynı rüyaları görmek gibi...)
Yüzeysel terapiler, ikna
yöntemleri burada işe yaramıyor. Çünkü bu terapiler çok çok yüzeysel kalıyor.
Çocuk bir filmden, oyundan ya da gördüğü şeylerden, arkadaşlarının anlattığı
hikayelerden, evde oyun oynarken arka planda televizyonda bahsedilen bir
cinayetten ve o cinayetin katilinden vs. gibi şeylerden bilinç dışı
olarak korkar. Aslında o anda o şeyler bilinç altına kayıt olur. Çocuklarda
bilinçaltı kayıtları yetişkinlere göre çok daha korunaksız, çok az süzgeçten
geçerek kaydolur. Çünkü savunma mekanizmaları henüz gelişmemiştir. Olduğu gibi
kaydolur.
Özellikle 0-8 yaş… Bu dönem çok ama çok önemlidir. Yani
henüz öz sevgi, öz bilinç, öz saygı gibi kişilik özelliklerin çok az geliştiği
dönemdir. Bu dönem aralığında korkunun da sevginin de, öfkenin de en yoğun
hallerini yaşar çocuklar. Bunlar zaten bilinen konular..
Gelelim İşin Mekanizmasına;
Çocuk ya da kişi işte
tam o anda yani derin uyku sırasında, bilinçaltının en derin kayıtlarının
ortaya çıktığı anda karşı karşıya kalıyor korktuğu her ne ise… ve onunla
savaşamıyorsa kaçmaya çalışıyor çocuk. Ama kaçamıyor. Sorun burada… Sıkışıp
kalıyor ve o korktuğu şeyle sürekli şekilde yüzleşiyor. Gece terörü işte tam da
bu. Kaçmaya çalışması durumu. Kaçmak bir şekilde onu koruyor. Ama kaçamazsa
asıl sorun ortaya çıkıyor. Bu durumda devreye çocuğun/kişinin koruma sistemi
giriyor ve onu ani bir şekilde uyandırıyor. Bakın bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar ne
diyor..
Gece
terörü, derin non-REM uykusundan (N3 evresi) ani ve kısmi bir uyanma olarak
tanımlanır. Beynin "uyanıklık" merkezleri aktive olurken,
"bilinç" merkezleri hala uykudadır. Bu karmaşık durum şu
sonuçları doğurur:
- Otonom Sinir Sisteminde Aşırı
Aktivasyon: Vücudun "savaş ya da kaç" (fight or flight)
mekanizması tetiklenir.
- Stres Hormonlarında Artış: Bu tetiklenme sonucu
böbreküstü bezlerinden adrenalin ve noradrenalin gibi hormonlar kana
salınır.
- Fiziksel Belirtiler: İşte bu hormonların yüksek
seviyeleri, çocuğunuzda gözlemlediğiniz;
- Hızlı kalp atışı (taşikardi)
- Hızlı nefes alıp verme
- Terleme
- Göz bebeklerinin büyümesi
- Yoğun korku ifadesi
Çünkü bedenimiz canlı kalmalı. Herhangi bir dış faktör
olmasa bile içten gelen bu çok güçlü etki insanı son derece. Yani anne ve
babalar ve bunu ileri yaşlarda yaşayan kişiler öncelikle şuuraltına kaydolmuş
bu korkularını bulmaları gerekiyor. İyi bir psikiyatrist ya da psikolog bunu
bir şekilde bulur. Çocuğu derin hipnoza alır (ki en kolay çocuklar girer), o
korkusunu tekrar yaşatır ve neyden korktuğunu bulurlar. (Fizyolojik ve genetik
faktörleri bu duruma dahil etmiyorum. Şayet çocukta ya da bunu yaşayan yetişkinlerde
fizyolojik veya genetik bazı arazlar varsa işin rengi değişiyor çünkü.)
Gece Terörü İçin Çözüm Yöntemleri
Aklı ermeyen (Toplumca çok iyi bir şekilde ifade ettiğimiz bir deyimdir) çocuklar için ;
“DEV OLMA OYUNU”
Bir çocuğa onun korkmamasını en güzel şekilde oyun ile
öğretebilirsiniz. Yani onu karşınıza alıp sen bir daha korkma tamam mı? Demeniz
işe yaramaz. O oyundan ve duygulardan anlar. Burada şu mantıktan
ilerleyeceksiniz. “Benzer benzeri iyileştirir’’(Hipokrat döneminde tanımlanmış
olan, prensibi.” Aslında bu bir yasadır. Benzer benzeri çeker yasası)
Çocuğunuzun şuuraltına yani bilinçaltına bu bilgiyi vermeniz
gerekir. Rüyalarında, uykusunda korktuğu
bir şeyle karşılaştığında hızlıca o korktuğu şeyden çok daha büyük ve devasa
bir şeye dönüşebileceğini ona öğretmeniz gerekir. Uykusunda bunu yapabilir.
Gerçek hayatta yapamaz ama bilinçaltı devredeyken yapabilir. (Aslında gerçek hayatta da uygulama metotları
var. Çok da işe yarar. Bu işin başkaca bir boyutu ama sırası değil.) Ona
korktuğunda dev olmasını oyun ile öğretebilirsiniz. Anne ya da babası ile bu
oyunu çok eğlenceli bir şekilde oynar. Mesela baba korkunç bir canavara
dönüşür. Kıyafetler, karanlık ortam, yüzünü kapatma vs. Çocuk babasını
gördüğünde hem korkar hem de zarar gelmeyeceğini bilir. Ama oyundur bu en
nihayetinde. Hemen “ Ben Dev oldum !” der.. Baba da o anda küçülüp yere
kapanır. Anne çocuğu alıp dev gibi yapar ve ayakları altında o canavarı ezer.
Baba da çocuğun ayakları altında ezilir ve korkar. (Babaların hep canavar
olması elzemdir zaten...:)). Bu oyun çok basit gibi gelebilir ama çocuk
açısında öyle değildir. Başta anne ile dev olur. Sonra kendi başına. Daha sonra
baba da saklanır, ortam yine karanlık yapılır. Baba yani canavar aniden çıkar
ve çocukta ben dev oldum refleksi geliştirilir. Dev olması yetmez.
Canavarı ezmesi gerekir burada. Mutlaka o canavar ezilecek. Ya da kaçacak.
Bir süre bu oyunu
oynayın. Çocukta ilerleme kaydettiğinizde bu kez merhamet duygusunun
gelişimi için oyunu çeşitlendirmeniz gerekir. Başta korkusu ile yüzleşmeyi,
onunla baş etmeyi öğrenen çocuğun asıl gücü canavarı ezmesi değil, ona merhamet
etmesi ile kazanacaktır. Baba ezildiğinde anne müdahale eder ve canavara
acımasını, onu affetmesini telkin eder. Çocuk bu kez ona merhamet ederek farklı
bir hissiyatı da deneyimlemiş olur. Canavar da ona sevimli davranır. Böylece
dev olma oyununda gücün ( Kaba güç ve merhametin dayanılmaz gücü) tam olarak
çocukta olduğunun bilgisi şuuraltına ekilmiş olur. Refleks olarak ben dev oldum demesi çok
önemli unutmayın. Aniden…Bu oyunu sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Ama ve
temel ilkeler belli. İsterseniz çocuğunuzu gözlerini bir bez ile bağlayıp
ebelemece oynar gibi, canavarın sesini duymasını, ona doğru geldiği hissiyatını
vermelisiniz. Çocuk burada bağırarak ve koşarak tepki verebilir. Ama bunu
yaparken de ben dev oldum… ben dev oldum deyip durması lazım ve duyduğu sese doğru
dönmesi gerekiyor...( Yüzleşme için..) Baba yani canavar da en nihayetinde
durmalı.. Bu arada her evde baba yok malum… Bu kez o görevi anne veya başka
biri yapmalı..
***Gece Terörü yaşayan çocuklarda bu oyunun ilk başlarda
işe yaraması zordur. Ama şuur altının zamana bağlı olarak çalıştığını unutmayın***
Bu oyuna ilave olarak çocuğunuz uykuya ilk geçtiği anlarda
yani tam derinleşmeden onun kulağına eğilip ona telkin vermelisiniz.
Burası da çok önemlidir. Telkin sözcükleri son derece basit ve mantık dışı
olmamalıdır. Burada çocuğunuza sürekli söylediğiniz sevgi sözcükleri ile
telkine başlamanız ve yine sizden duyduğu ve kulağının aşina olduğu sözler ile
bitirmelisiniz. Düşük bir ses tonu ile. Onun duyabileceği şekilde ve son derece
nazik olarak. ( Yani bunu size nasıl anlatırım bilmiyorum ama bir kedi ya da köpek
ya da çocuğunuzu severken çıkardığınız o garip sesler arada olmamalı. Oyyy,
uyyy vs. gibi ve annem, anneciğim, babacığım vs. gibi son derece saçma ve
çocuğun şuur altına gereksiz yük olan bu sözler de olmamalı)
·
Oğlum/Kızım seni çok seviyoruz/seviyorum
(Bu bile önemlidir. Şayet çocuğunuzu tek kişi olarak büyütüyorsanız ve sürekli
bu şekilde hitap ediyorsanız bu şekilde olmalı)
·
Sen bizim için çok değerlisin.
(Aralarda bekleyin…3-5 saniye… sakince..)
·
Bazen seni korkutan şeyler olduğunu
biliyorum. Ben de.. baban da.. bunu biliyoruz. Hatta biliyor musun biz de senin
gibi bazen korkuyoruz. Bu çok normal oğlum/kızım. ..
·
Şunu çok iyi anlamanı istiyorum. Sen
istemediğin zaman asla ama asla hiçbir şey sana zarar veremez. Uykunda,
uyduğunda seni korkutan şeylerle karşılaşırsan bunu asla unutma.. Onlar sana
asla zarar veremez. ( Onlar gerçek değil vs. gibi şeyler söylemeyin!!!)
·
Biz hep senin yanındayız OĞLUM/KIZIM…
·
Onlar karşına çıktığında hemen “Dev Olabilir
ve onları/onu ezebilirsin.
·
Biz hep seninleyiz. Burada yatağında olsan da
biz senin çok yakınındayız. Hemen şuradayız. Seslenmen yeter.
·
Sen çok güçlü bir çocuksun.
·
Ailen seni çok seviyor yavrum. ( Bu arada
çocuğunuzun başını, yüzünü hafif hafif okşayabilirsiniz.
Bu şekilde ona sevgi ve cesaret temelli
telkinler vermelisiniz. Anne ve babaların ama özellikle annelerin çocukları ile
olan bağı çok özeldir. Annenin telkinleri sevgi bakımından, babanın telkinleri
cesaret bakımında çok etkilidir. (Yani anne sağ beyin, baba sol beyin)
En nihayetinde yazı çok uzadı ve bazı
yerler daha çok açılmaya muhtaç ama bu bile yeterlidir. Ezcümle birkaç boyuttan
işi ele almalısınız.
- Gördüğü şeylerden korkuyorsa daha çok görsel.
- Duyduğu şeylerden korkuyorsa daha çok işitsel…
- Her ikisi de varsa ikisi üzerine eğilmelisiniz.
Mesela çocuğunuzda görme problemi başladıysa aslında görmek
istemediği şeyler olduğu ilk aklınıza gelmeli. Ya da kulak problemi.
Dev Olma Oyunu, uyku telkini ve günlük rutinde izlediği,
seyrettiği şeylere çok dikkat etmek…
Günümüzde telefon ve
tabletle sürekli oynayan çocukların aslında bilinçaltına hiç durmadan veri
gönderdiğini de göz ardı etmeyin. Siz haberleri izlerken arka planda bir sürü
gereksiz bilgi de bilinçaltına ekiliyor. Lütfen çocuğunuzun yanında daha az tv
izleyin. Daha az ego çatışması izlettirin. Ev içi hengamelerin, ev içinde
yaşanan gerilimlerin gösterisinin de çocuğun bilinçaltı yansımalarında
izleyeceğinizi de lütfen unutmayın.
Buraya kadar okuyabilenler için umarım faydalı olur.
Turgut Yurtseven. Kasım 2025

.jpg)


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder